BEYNİN HİPNOZ DURUMU VE İBADETLER..
NAMAZDA HUŞU; BİR TRANS DURUMUDUR
Yıllardır sadece belli koşullarda sadece belli kişilerce uygulandığı sanılan hipnoz durumu aslında hayatın içerisinde, günlük yaşamın her alanında bizimle beraber...Birçok şey gibi hipnoz durumu da insan beyinin olağan bir hali ve herhangi bir hedefe odaklanıp, hedefe ulaşıncaya kadar birçok şeyden feragat edebilmek, kendinden geçercesine yüksek bir motivasyonla kişinin kendini bir amaca adaması ve aksi görüşlere kıymet vermemesi aslında bir trans durumudur ve insan beyninin özeliklerindendir. Bu şekilde biz birçok şeyi yapabilir, hedeflerimize böyle bir konsantrasyon sayesinde daha kolay ulaşabiliriz.
Hipnoz bilimi insan beyninin “trans” ya da “amacı dışındaki her şeyden insanın dikkatini Uzaklaştırma” özelliğine mercek tutmuş ve bunu bir tekniğe dönüştürmüştür. Filmlerde /sahne şovlarında yanlış bilgilerle ve yanıltıcı biçimde kullanıldığından insanlar maalesef hipnoz hakkında daha çok ön yargıya sahip...İşin aslı ise bu insan beyninin olmazsa olmaz bir durumu ve günümüzde hipnoz, insanların psikolojik sorunlarının aşılmasında moral motivasyon ve becerilerinin geliştirilmesinde çok etkili bir sistemdir.
Hipnoz uzmanı olmak isteyenlere eğitimlerimizde biz, basit olarak kişileri belli bir düşünceye/hayale yüksek bir konsantrasyonla odaklayabilmeyi öğretiriz; temeli bu lan trans sistemlerini öğrenenler ise hipnoz uzmanı olur. Bu özellik ise bahsettiğim üzere günlük yaşamda her insanda var olan bir özellik...Ve dinlerde dini ritüellerin daha kaliteli ve verimli olması için dışarıdaki her şeyden zihni uzaklaştırarak ibadet edilmesini önerirler.
2009'da yayınlanan Derin Sıçrayış Hipnoz adlı kitabımda meseleyi ilk kez gündeme getirmiştim aslında...Özellikle ağır olabilecek bazı ibadetler için ritim, müzik, gibi yardımcı unsurlar kullanırlar. Sürekli tekrar, beynin ipnoz durumuna geçmesinin anahtarlarından biridir. Bir kelimeyi sürekli tekrar ederseniz bir süre sonra modunuz değişir ya da sizi dinleyenin modu değişir. Bir hırıstiyan dini amaçlı bir araya gelmiş bir ayin grubunda süreli “Haleluya” sözünü belli bir tempoyla teleffuz ederse bu grubun zihinsel durumunu değiştirecek ve transa geçmesine sebep olacaktır. Bir Budist “om mani padme hum” gibi bir mantrayı belli bir ritimle söyleyerek zikrettiğinde bir süre sonra zihin trans durumuna geçecektir. Ve aynı şekilde bir Mevlevi ayininde, dervişin o kadar uzun süre dönerek, dengesini bozmadan sema etmesinin de tekrar edilen müzik ve ritm yardımıyla zihin trans durumuna geçmesiyle ilgisi var. Aynı şekilde bir zikir meclisinde “Hu Allah” lafzını sürekli aynı ritm ve tempoyla tekrar eden bir rufai dervişin yanağına ağrısız ve sızısız şiş saplamasının da beynin trans durumuyla direkt ilgisi var. Geleneksel öğreti içerisinde uygulanan ve ibadet manası içeren bu tür uygulamalarda kişiler ritüellerin doğal bir sonucu olarak transa girmekte ve izahı zor birtakım fenomenler gözlenmektedir ve bu tam bir trans durumudur aslında; bununla birlikte, geleneksel tarikat kültüründe bu hal, “cezbe/kendinden geçiş” olarak adlandırılır. Cezbeye gelmiş kişi dışarıdaki her şeyden dikkatini uzaklaştırmış, inancıyla imanıyla ilgili bir niyete/hedefe odaklanmıştır. Bu, teknik anlamda bir hipnoz durumudur.
Ramazan ayında olduğumuz bu günlerde insanların çok uzun bir süre aç ve susuz kalabilmesinin de beynin trans durumuyla ilgisi var. Fakat burada önemli olan nokta kişinin imanıyla ilgili bir niyete kendini teslim etmesi ve inancın bilinçaltı düzeyde ortaya çıkardığı gücün başka günlerde tek öğünü sektirmeyen birine bile bütün gün yememeyi kolaylaştırmasıdır. Bu, inancın gücüyle tetiklenen bir trans durumudur Bu trans durumuyla yemek/içmek önemsizleşir ve kişiler bundan huzur ve keyif duyar.
Aynı hal Namazda olması gerektiği ifade edilen “huşu” kavramı için de geçerlidir. Hatta İslam tarihinde bunu örnekleyen harika bir olay vardır. Haz Ali (R.A) savaşta yaralanır, aşil tendonuna/topuğuna bir ok saplanmıştır. Oku çıkartmak isterler ve fakat Hz. Ali büyük bir acı duyar, bunun üzerine Hz. Ali “Ben namaza durayım, öyle çıkartın” der. Ve ancak namaza durduktan sonra en ufak bir sorun olmadan, tereyağından kıl çekercesine oku çıkartmayı başarırlar. Burada elbette ki Haz. Ali gibi büyük bir değerden bahsediyoruz, o bildiği her şeyi Allah’ın Rasulü’nden öğrenmiştir ve namazın nasıl bir hal ile eda edileceğini de...Bu vakada anlatılan hal ise, günümüz ifadesiyle bir ototrans durumdur, fakat buradaki trans; niyetin Allah’a olağanüstü bir konsantrasyonla yönelmesiyle şeklini ve muhtevasını bulur.
Hz. Ali’nin Allah’a yüzde yüz konsantrasyon ve motivasyonla yönelerek namazını eda etmesi, dışardaki her şeyi önemsizleştiren ve dışarıda bırakan bir trans durumudur ki aslında ıstılahta “huşu” kelimesiyle ifade edilen ibadet hali için mükemmel bir örnektir Hz. Ali’nin namazı...
Günlük yaşamda birçok alanda var olan ve yaşamı kolaylaştırmamızı sağlayan beynin bu hipnoz/trans hali, Bir inananın kendini ibadetine tamamen vermesinin olmazsa olmaz şartıdır. Ve Bu “huşu” hali ya da yüksek konsantrasyonm ve motivasyonun günümüz hipnoz bilimindeki teknik karşılığı ototrans/otohipnozdur. Öğrenenler bunu ibadetlerini daha yüksek bir konsatrasyonla eda etmelerini daha da kolaylaştırabilirler.