Partnerinizle sanki yeni tanışmışsınız gibi hissettirecek zekice yöntemler
Evliliğiniz için 19 aşk ilacı
Yazımızın Hürriyet Linki: http://www.hurriyet.com.tr/galeri-40188379
Kadın-erkek ilişkileriyle ilgili değişmeyen bir gerçek varsa, o da bu ilişkilerin zaman içinde değişime uğradığıdır. Önceleri yemeyi içmeyi unutacak kadar aşık olunur, birliktelikten bir süre sonra ise partnerin bir alışkanlığından rahatsız olmaya başlanır ya da ilk zamanlar “onsuz yaşayamam, o bana hava gibi, su gibi” denilirken evlendikten bir süre sonra bir dakika bile tahammül edemeyecek hale gelinir.
İngiltere'de YouGov adlı araştırma şirketi tarafından yapılan bir çalışmaya göre, ilişkinizde zaman içinde değişme ihtimali olan çok fazla şey var.
2,000'den fazla İngiliz vatandaşının katıldığı bu araştırmada, katılımcıların 1/3'ü ilişkilerinin ilk yılında "karınlarında kelebeklerin uçuştuğunu ve deli gibi aşık olduklarını" bildirmişler. Fakat ilişkilerinin 5. ya da 10. yılına geldiklerinde, katılımcıların sadece yüzde 10'u ilişkilerinde ilk yılki hislerinin devam ettiğini belirtmişler. Partnerlerine olan sevgilerini ifade etme konusuna gelince, ilişkilerinin 2-5 yılında olanların yarısından fazlası, partnerlerine her gün "seni seviyorum" cümlesini söylediklerini belirtmişler. On yıldır beraber olan çiftlerden maalesef sadece yüzde 33'ü her gün partnerlerine onları sevdiklerini söylediklerini bildirmişler.
Bu her ilişkide gidişatın aynı olacağı ya da ilişkinizin 10. yılında karnınızda kelebekler uçuştuğunu hissetmiyorsanız ilişkinizde yanlış giden bir şey olduğu anlamına gelmiyor. Ama yine de insan merak ediyor, acaba partnerinizle beraber geçirdiğiniz gün, ay ya da yıl sayısı ne olursa olsun, ilişkinizdeki heyecanı, tutkuyu ve aşkı canlı tutmanın yolları var mı? Uzman Klinik Psikolog ve Hipnoz Uzmanı Mehmet Başkak’a basit fakat şaşırtıcı şekilde işe yarayan yöntemler nelerdir diye sorduk:
1. Fırtınaların her zaman olacağını kabul edin
Neredeyse bütün ilişkilerde zorluklar ve sıkıntılar vardır. Cicim ayları sona erer ve önceden gözünüze hoş gelen şeyler birden sizi rahatsız etmeye başlar. Evliliğin filmlerdeki "bundan sonra sonsuza dek mutlu yaşadılar" denen çiftlerin yaşadığı gibi bir şey olmadığını kabul ettiğinizde, kendinize gerçek manada mutlu ve huzurlu olabileceğiniz bir hayatın kapısını aralamış olacaksınız.
Kabul edersiniz ki gerçek hayat filmlerde gösterilen gerçek aşk ve ruh-ikizi fantezileriyle yarışamaz. Ve evlilikle ilgili beklentilerimiz ne kadar yüksek olursa, hayal kırıklıklarımız da o derece büyük olacaktır.
2. Fırtınaları göğüsleyin
Bir kurum olarak evliliğin kendisine de, evli olduğunuz kişiye bağlı olduğunuz kadar, bağlı olmak zorundasınız. Evliliğinize bağlı olmanız, zor zamanlarınızda, birlikteliğinizi devam ettirebilmek için size güç verecektir. Evliliğinizde yaşadığınız fırtınalı bir süreç başarısız olduğunuz anlamına gelmez. Yaşadığınız sadece bir fırtınadır ve bazen yapmanız gereken tek şey fırtınanın geçmesine izin vermektir.
3. Önleyici bakım
En iyi ilaç hasta olmadan önce alınacak önlemdir. Bu sebeple evliliğinizdeki aşk alevinin sönmesini istemiyorsanız, öncelikle yapmanız gereken onu hep yanık durumda tutmaktır. Bazı şeylerin içinizde uzun süre kaynayarak büyümesine izin vermeyin. Kendinizi tembelliğe verip, iç çamaşırlarınızı odanın bir köşesine atmaya ya da düşen saçlarınızı lavaboda bırakmaya başlamayın. Eşinizin size olan sevgisine kesin gözüyle bakmayın.
4. Romantizmi canlı tutun
Flört gecesi. Bunu mutlaka uygulayın. Eskiden düzenli olarak eşimle bir flört gecemiz vardı ve baş başa dışarıya çıkardık, sonraları bu flört gecelerini hep belli olmayan tarihlere ertelemeye başladık. Bunun aramızdaki ilişki üzerindeki etkisi çok büyük oldu. Eşinize sarılın, ellerini tutun, o geçerken kapıyı tutun, birbirinize sevgi sözcükleri içeren notlar bırakın ya da birbirinize masaj yapın. Birbirinize sanki deli gibi aşıkmışsınız gibi davranın ve sonuçta aşkınız hep diri kalsın.
5. Evlilik aslında çok büyütülecek bir mesele değil, küçük şeylere dikkat etmek yeterli
Birbirinizle olan konuşmalarınızda artık "lütfen" ve "teşekkür ederim" gibi ifadeleri kullanmamaya mı başladınız? Karınıza o geçerken artık kapıyı tutmuyor musunuz? Kocanız eve geldiğinde kapıya koşarak ona sarılmayı bıraktınız mı? Eşinize en son onu sevdiğinizi ve takdir ettiğinizi ne zaman söylediniz? En son ne zaman eşinizle birlikte bir masa oyunu oynadınız, birbirinizi gıdıkladınız ya da dışarıda el ele tutuşup yürüyüş yaptınız? Bu küçük şeylerin evlilik hayatınızdan kaybolmasına izin verirseniz, daha sonra karşınızda çok daha büyük ve çözümü zor problemler yumağıyla karşılaşabilirsiniz.
6. Duygular önemlidir
Karınızın duygularını ifade etmesine izin verin ve onu dinleyin . Belki söyledikleri size anlamlı gelmeyecek ama yine de dinleyin. Söyledikleri belki mantıksız ve hatta sinir bozucu gelecek ama yine de dinleyin. Genellikle duygular o duyguyu hisseden kişiye anlamlı gelirler. İnsanların hissettikleri duyguları onaylamak bir saygı göstergesidir ve saygı da uzun süreli bir aşk için olmazsa olmazdır.
7. Onun için bir şeyler yapın
Evi temizleyin, kahvaltıyı hazırlayın, eşinizin arabasını yıkayın ya da ona sevdiği bir kitap ya da CD'yi alın. Gerçekten içinizden gelerek eşiniz için bir şey yapmanız, yani onu mutlu edecek nazik bir davranışta bulunmanız, sizin eşinize karşı daha büyük bir aşk ve sevgiyle bağlanmanıza yardımcı olur. Ayrıca böyle davranarak eşinizi de yaptığınız işten dolayı sizi takdir etmeye teşvik etmiş olacaksınız ve eşiniz gerçekten sevildiğini hissedecek.
8. Eşinize öncelik verin
Eğer eşinizi bütün listelerin önem sırasına göre en sonuna koyuyorsanız, o zaman evliliğiniz de bütün listelerin en sonunda olacaktır. Eşinizi sizin bir parçanız ya da uzantınız olarak göremezsiniz. Eşiniz ve siz farklı kişilikleri ve beklentileri olan iki farklı insansınız. Birbirinize olan davranışlarınızda bu gerçeği göz ardı etmeyin.
9. Zaman meselesi
Nicelik mi nitelik mi tartışması hiç bitmez. Nitelik nicelik sonunda elde edilen bir şeydir ve her ikisinin de olması gerekir. Eşinizle yeteri miktarda vakit geçirmiyorsanız, kaliteli vakit geçirme ihtimaliniz de o derece az olacaktır.
10. Olumlu ve olumsuz özellikleriniz üzerinde çalışın
Karakterinizin nasıl olduğu önemlidir. Sabırlı, sevgi dolu ve affedici olma, kendini düşünmeme ve mütevazi olma gibi yönlerden kendinizi geliştirmeye çalışın. Bu özelliklerinizi ne kadar çok geliştirirseniz, sevme kapasiteniz o kadar çok artar. Bencillik ve gurur aşkı imha eden iki silah gibidirler. Her gün varsa bu zehirli özelliklerinizi yenmek için özel çaba harcayın.
11. Eşinizin sevgi dilini öğrenin
Hepimiz 3 temel sevgi dilinden birine sahibiz.
-Bazıları eylem ya da iş odaklıdır. Sevgilerini başkaları için bir şeyler yaparak gösterirler ve aynı şekilde sevildiklerini hissetmek için de kendileri için bir şeyler yapılmasını beklerler.
-Bazılarının sevgi dili ise söz odaklıdır. Bu kişilere onları ne kadar çok sevdiğinizi söylemek önemlidir. Sevgi sözcükleri duymak isterler.
-Bazılarının sevgi dili de dokunma odaklıdır. Bu kişiler sevgilerini dokunarak ifade ederler ve sevildiklerini dokunulduklarında hissederler, bu bir sarılma ya da el tutma şeklinde olabilir.
Başkalarından sevgi dilinize göre size davranmalarını istemek ve bunun için onları zorlamak kaybetmeye mahkum olmak demektir. Fakat, karşınızdaki insanın sevgi dilini öğrenmek size sevginizi daha net ve güçlü bir şekilde ifade etme imkanı sağlayacaktır.
Örneğin, sadece Kanton Çinçesi dilini bilen eşinizle Swahili dilinde konuşmaya devam ederseniz, konuşmanız ne kadar içten ve samimi olursa olsun, ona söylemek isteğiniz şeyi asla anlatamayacaksınız.
12. Birlikte heyecan dolu aktiviteler yapın
Gençlik yıllarınızdan beri bir lunaparka gitmediyseniz, partnerinizle hemen gidin ve çılgın lunapark trenine binin. Ya da zipline (iki farklı nokta arasında çelik tel üzerinde gerçekleşen bir uçuş aktivitesidir) yapmaya gidin, tüple su altına dalış yapın veya uçağa atlayıp hakkında hiçbir şey bilmediğiniz bir ülkeye gidin. Bunları yapmak belki size biraz korkutucu gelebilir ama birlikte yaşayacağınız bu tecrübeler aranızdaki bağı kuvvetlendirecek ve bu anları hiç unutmayacaksınız.
13. Beraber spor yapın
Çılgın lunapark trenine binmek bana göre değil diyorsanız, o zaman partnerinizle birlikte bir fiziksel aktivite yapsanız da olur, sonuçta beyniniz aynı hormonu salgılayacaktır. Parkta birlikte koşabilir ya da egzersiz aletlerinde birlikte çalışabilirsiniz. Böyle bir fiziksel aktiviteyi birlikte yapmanız, libidonuzu yükseltmenin yanında, ilişkinize de yeni bir enerji katacaktır.
14. Gelecek hakkında hayaller kurun
İlişkiler statik değildir, belli bir yönleri vardır. O nedenle ilişkinizin geleceği hakkında konuşmak ve bununla ilgili planlar yapmak size heyecan verir. Bunlar mesela evlilik ya da düğün, yeni bir şehre taşınma, çocuk sahibi olma ya da birlikte bir ev satın alma hakkındaki planlar olabilir. Burada önemli olan kendinizi ne yapmanız gerektiği ya da muhtemelen ne yapacak olduğunuzla sınırlandırmamanızdır. Sırf üzerinde birlikte konuşup, hayal kurabilesiniz diye çılgın ve heyecan verici fanteziler kurun. Mesela gerçekte Fiji Adaları'nda bir kulübeye taşınma niyetiniz hiç olmasa da, öyle bir yere taşınmaktan bahsedin. Geleceğiniz hakkında bu tür konuşmalar yapıp, hayaller kurmak mutlaka aranızdaki bağı güçlendirecektir.
15. Kendinizden bahsedin
Partneriniz muhtemelen sizin ünlü bir ressam olma hayalinizi ya da 10 km maratonunda koşma hayalinizi biliyordur, ama bunları bilmesi kadar önemli olan başka bir şey da bu hayallerinizi nasıl gerçekleştirmeyi düşündüğünüzü onunla paylaşmanız. Mesela, işyerinde hedeflediğiniz terfiyi nasıl alacaksınız ya da maratonda koşmak için nasıl antrenman yapıp, hazırlanacaksınız gibi. Partnerlerden birinin diğerini bir hedefini gerçekleştirmek için tek başına uğraştığını görmesi insanda hayranlık uyandıran bir şeydir. Bu, ayrıca ilişkinizin ilk başlarında partnerinizin bu kişisel ilgi alanları ve özelliklerinin sizi nasıl cezbettiğini hatırlamanızda size yardımcı olacaktır.
16. Rekabetçi olun
Hiç şüphe yok ki partneriniz ve siz birlikte bir ekipsiniz, hep ve sonsuza dek. Fakat bu düşüncenin sizi bazen ilişkinizin başlangıç döneminde yaşadığınız gizemli ve heyecan dolu duygulardan mahrum ettiğini düşünebilirsiniz. Sevdiğiniz oyunları oynamak ya da birbirinizi yemek yapma yarışmasına davet etmek gibi rekabete girebileceğiniz saçma şeyler bulun. Arkadaşmış gibi yeniden tanışıyor olmak aranızdaki tutkuyu canlı tutabilir.
17. Birbirinize sorular sorun
Birbirinizi soru yağmuruna tuttuğunuz o üçüncü görüşmenizin üzerinde belki 10 yıl geçti ve artık partneriz hakkında bilmeniz gereken her şeyi öğrendiğinizi düşünüyor olabilirsiniz. Evet, bu çok cazibesi olan ya da istenen bir durum değil. Her zaman için birbirinizden öğrenebileceğiniz şeyler olduğunu aklınızda tutmalısınız. Mesela ilişkilerle ilgili online test sorularına bakın ya da çiftlere yönelik workshop'lara katılın veya bir gece oturun ve aklınıza gelen çok sıradan şeyler hakkında birbirinize sorular yöneltin.
18. Gemileri batırmayın
Bazı insanlar kolayca bir ilişkiyi bitirebilirler. Bu insanlardan kesinlikle uzak durun. Bu tip insanları gördüğünüzde bile bulunduğunuz ortamdan uzaklaşın. Eğer kendinizi tutamayacak gibi olursanız, koşun, hem de hızla koşun. Sinirle ve anlık bir kararla bir ilişkiyi bitirdiğinizde belki o anda bir rahatlama yaşarsınız ama bu daha sonra yaşayacağınız büyük yıkımı telafi etmede yeterli olmaz.
19. Aldatmayın
Aldatma, aile bireylerinden birinin istismarı, suça bulaşma, uyuşturucu kullanma, aileyi ihmal etme gibi eylemlerin hepsi kınanması gereken eylemlerdir ve bunların bir ilişkide olması ayrılmayı ve hatta bazı yasal çözümlerin aranmasını zorunlu kılabilir. Bahsi geçen bu eylemleri gerçekleştiren bir kişinin mutlaka yardım alması gerekir. Fakat eşinize böylesi bir durumda yardımcı olmak ve onun yanında olmak için kendinizi ve çocuklarınızı feda etmeniz kabul edilemez bir davranış olur.
Partnerinizle tutkulu bir ilişkiniz olsun
Eşinizle artık yıllardır rutin haline gelmiş davranış şekillerinizi bir kenara bırakın ve hayal edin, şu anda onunla yasak bir aşk yaşıyor olsaydınız neler hissederdiniz, diyor "90 Günde Aşk" kitabının yazarı Dr. Diana Kirschner.
"Partnerinizle ateşli bir ilişki yaşamanın sırrı kendinize şu soruyu sormaktan geçiyor: 'Şimdi yasak bir aşk yaşıyor olsaydık, ne düşünüyor ya da ne yapıyor olurdum ve partnerime şu anda ne söylerdim?' "
Sadece buluşacağınız o gizli saklı yerler, buluşma öncesi yapacağınız hazırlıklar ve özel iç çamaşırlarını hayal etmek bile bir gece öncesine kadar olmayan bir kıvılcım oluşturabilir aranızda. Tabi ki bunu derken yapmanızı istediğimiz şey kafanızda gerçek bir aldatma hikayesi kurmanız değil, istediğimiz daha çok partnerinizi tamamen farklı bir gözle görmeniz. Bir gece önce uyurken horlamasını duymadığınız gizemli ve seksi bir yabancı gibi.